Sayfalar

8 Mart 2012 Perşembe

Oğullar ve Rencide Ruhlar




Bence Alper Canıgüz'le Emrah Serbes sırt sırta vermişler birer kitap yazmışlar; Oğullar ve Rencide Ruhlar ile Erken Kaybedenler :) Canıgüz azıcık daha etkileyici yazmış...
Kahramanımız Alper Kamu (ama öyle böyle değil hakkaten kahraman), beş yaşında yani en olgun döneminde :) Kitabın kendi tanımıyla hem filozof hem fırlama..Islıkla klasik besteler çalan, Posbıyık Nietzsche ile arası iyi olan, Werther'in acılarına kayıtsız kalmayan bir lafebesi..
Kocaman bir gülümseme ve hatta yer yer kahkahalarla okudum kitabı. Ve Leyla ile Mecnun izlerken aldığım zevki aldım:))
Alıntı yapmak istediğim o kadar çok yer var ki..
Seçmeler;
Birgün toz zerrecikleri sizi bağrına basarsa, bilin ki ya nirvanaya ulaştınız ya da çıldırdınız. Hangisi olduğuna kendiniz karar vereceksiniz.
Eve dönüş yolunda bütün gün ne halt ettiğimi sorduğunda anneme vereceğim cevabı düşünüyordum; "Adam vurdum, haneye tecavüz ettim ve hırsızlık yaptım. Ama yine de benimle gurur duyabilirsin anneciğim çünkü geride sadece bir tek tanık bıraktım: Sırıtkan bir porselen eşek."
"Masumiyet her zaman avantajdır" diye kendi çapında dahice bir cevap verdi Öztürk. "Yolun açık olsun. Kral'ı öldür ve gel." O zaman ben de tarihe geçecek bir laf etmeliydim; "Bir kralın çıkınında ne olduğunu asla bilemezsin."

En zevk aldığım kısım Alper'in Öztürkle muhabbetiydi..
ENO (Egonükleikasit) kahramanımsın :))
Gerçi Alper'in kahramanlığını ve cesaretini de es geçmemek lazım, nihayetinde 'geçmişyiyen'lerin kralı Castratus'a psikanaliz yaptı ya:)

Yapılan göndermeleri bir mesaj kabul edip, Genç Werther'in Acıları'nı okumaya başlıyorum hemen..
Alper Canıgüz'ün Gizli Ajans'ı da en kısa zamanda okunmalı..

Kapanış cümlemiz Alper Kamu'dan;
Dünya hala dönüyordu işte, bütün pespayeliğiyle...

Çekilişler Çekilişler!!


Çekiliş için tık


Çekiliş için tık

7 Mart 2012 Çarşamba

Vanilya Club Mart Kutusu

Bakım ürünleri ağırlıklı, dört tam boy ürünle oldukça göz doldurucu bir olmuş bu ayki  kutu...






Kutudan ayak kremi çıkmasına ayrıca sevindim. Uzun zamandır bakıyordum kremlere, geçen hafta da Avondan sipariş vermiştim ama bu ondan önce geldi :)
Bir de inci tozlu maske ilginç geldi, onu deneyeceğim öncelikle.
Cosmed'in tüy azaltıcı serum ve losyonu Lilakutudan da çıkmıştı, pek etkisini göremeyeceğim için beğenmemiştim ama bununla birlikte miktar denenebilecek kadar oldu..
You+Eye mineral pudranın rengi allık için uygun, hafif ışıltılı. Ama ben en çok kutusunu sevdim, kocaman bir mücevher gibi:)
Essie ojenin rengi de kızımın talebine uygun, pembe:) Şeker gibi bir rengi var..
(Kalan fotoğrafları bir türlü ekleyemedim)
Bu  kutu geçen ay yaşadığım "keşke şubat kutusunu alsaydım" yakınmamı unutturdu...

6 Mart 2012 Salı

İkiz Bedenler

Tess Gerritsen bu işi iyi biliyor...Soyismine yakışır bir şekilde okuru gerim gerim geriyor:)
Üst üste okumuyorum Gerritsen kitaplarını çünkü o zaman ipin ucunu kaçırıyorum. Aralara serpiştirerek okuyorum, ne zaman okuma tempom yavaşlarsa araya bir Tess Gerritsen  kitabı alıyorum, bir nevi katalizör benim için :)
İkiz Bedenler kurgu olarak Cerrah'tan sonra en beğendiğim kitap oldu. Okurun beklediği üzere hikaye farklı kollardan ilerliyor. Heyecanın dozu hiç azalmıyor, konunun bağlanışı da pat diye iki sayfada olup bitmediği için, oldukça tatmin edici bir kapanış oluyor.
Spoiler korkusu ile konuya değinmiyorum ama söylemeden edemeyeceğim; Rizzoli'nin yerinde ben olsam pat diye doğurmuş, Maura'nın yerinde olsam da rahibeliğe geçiş yapmıştım...
Neyse artık vuslat başka bahara, daha okunacak kitap var nasıl olsa :))
(Rizzoli-Isles Serisi devam ediyor mu bilmiyorum, süpriz olacak artık)


Haftasonu

Güneşi özledik...Artık Eylül bile 'havalar ısınınca...' diye başlayan cümleler kuruyor. Upuzun bir yapılacaklar listesi var ..
Cumartesi anne-kız market dönüşü yürüyüş yaptık, mahalleyi keşfettik. Eylül 3 tur sonunda eve girmek istemediği için mahalleli de bizi keşfetti haliyle :)
Pazar günü güneş daha belirgindi ama gölden gelen rüzgar çok soğuktu. Kendimize kuytu bir köşe bulup, sadece martıların yiyebileceği nefasette üretilmiş olan simitlerin bir kısmını herşeye rağmen kemirdik, kalanını da kuşlara ikram ettik...
Yeni yine yeniden Dukan'a başladığım haftanın beni çok yormamasını diliyorum. Ha bi de kar yağmasın artık....
(Akşam serviste tulumba tatlısı ikram ettiler iyi mi?? Sabrımı denediler amaaa yemedim :)))