Sayfalar

28 Ağustos 2012 Salı

Ölü Erkek Kuşlar...

Kitap okuyamama dönemini atlattım nihayet. Dönüş kitabım Ölü Erkek Kuşlar.
 
 
 
İnci Aral'ın bir kaç kitabını okumuştum daha önce, çok derinliği olmayan kadın hikayeleri olarak kaldılar aklımda. Ama bu kitap İ.Aral'ın zihnimde yer eden imajını değiştirdi.
Yine kadın hikayesi ve belki kadın kitabı. Yani erkeklerin "nedir bu gel-git, bu dengesizlik" deyip bir kenara bırakma ihtimalleri var gibi..Tabi bir genelleme olmasa da düşüncem bu yönde...
Kitap gel-gitler üzerine, Su ve Na'dan oluşan Suna üzerine. Zevkle okudum ben kitabı, belki de en büyük etken benim de ikizler dengesizliğine sığınan bir kadın oluşum...
Tarzı nedir bilemiyorum ama Ölü Erkek Kuşlar ve Sakın Kımıldama gibi kitapları okurken kendimi akışa daha çok kaptırıyorum. Empati değil işin içindeki ama araya bu tarz kitaplar sıkıştırmayı seviyorum. Mesela bir zamanlar da Cezmi Ersöz okuma dönemlerim olurdu, her zaman aynı zevki alamaz ama denk getirdiğimde de bırakamazdım...
Alıntı yapmak istediğim kısımlar çoktu kitapta, eledim kendimce.
Daha önce okumuş olanlara tanıdık gelecek, okumayanların da kitabın tarzı hakkında fikir sahibi olabileceği kısımları seçmeye çalıştım. Spoiler olarak görmüyorum, zira kitabın bi kronolojisi yok, farklı dönemler ve kişiler arasında sıçramalarla devam ediyor.
 
Şunu biliyorum, yaşamıma şöyle ya da böyle sevdiğim erkekler egemen oldular bu güne dek. Ayhan'a karşı özgürlüğümü savunurken iki erkeğin birden egemenliği altına girdim. Onur'u tutkuyla severken görünürde Ayhan'a  başkaldırdım. Oyna Onur'a olan zayıflığım beni Ayhan'a karşı da güçsüz düşürdü...
 
Senin ya da benim kendimiz olduğumzu sandığımız süreçte sen yalnızca benim bilip tanıdığım bir Su ve ben yalnızca senin içinde taşıdığın bir Na'dan başka birşey olamayız...
 
Bir evin içindeki eşyalara, nesnelere bakarken bunların yaşamışlıklarını, tanıklıklarını, onları seçip oraya koyan insanlarla ilişkilerini kavramaya çalışırım her zaman. Nesnelerle insanların birlikte oluşturdukları söze dökülemez, yalnızca sezilebilir uyumu, ruhu, ince bir esintiyle yakalayabilmek öylesine gizemli ve heyecan verici ki. İşte şimdi buraya, kendi evimize bakarken de onlarla birlikte geçirdiğim zamanı, günleri, saatleri, bu zamanın önemsenmemiş, yitirilmiş anlamlarını araştırır buluyorum kendimi...
 
Üç ayrı kola ayrılmış bir nehrin, kendi yatağında sessizce akarak denize karışan kolu olmaya çalışırım...

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Bayram...Yollar..Yollar...

Fotoğrafı bol bir yazı ile döndüm...Bayramı akraba ziyareti ve yaz bitecek telaşıyla yapılan gezilerle geçirdik. Adı tatildi ama pek dinlenebildiğimiz söylenemez...
İstikamet Balıkesir Gönen'di. Her zaman ki gibi yolun Bozhüyük sonrasındaki kısmından zevk alarak, bol mola vererek (ki çoğunun nedeni Eylülün asılsız ihtiyaç molaları oluşturuyor ;)) vardık memlekete..
 
Kütahya'dan sonra az biraz da olsa ağaçlık giriyor manzaraya..Peki benim dikkatimi ne çekiyor? Tabii ki Kütahya/Güral Porselen satış mağazaları :)Ama alınanları gezdirmenin manası yok deyip, dönüşe bırakıyorum alışverişi..

Lülü'nün yol halleri. Aklında kaldığı kadarıyla kendisi okuyor (!) kitabını :)

İnegöl yolunu seviyorum, hem yol zevkli hem de çok şirin mola yerleri var...

Tabi uzun kuyruklar bu şirinliğe dahil değil..

Ve yolculuğun marşı: Acısa da öldürmez...Eylül'ün ezberlediği ilk şarkı, vaz geçilmezi :) Allahtan biz de bıkmadan dinliyoruz Sıla'yı, yeğenim gibi İsmail YK şarkısı ezberlese napardık ;))

İnegöl'de köfte molası...Memnun kaldık mı? Resim anlatıyor :)

Bandırma'da Kipa çıkarması; oyuncak indiriminden Eylül'e daha önce beğenmiş olduğumuz ama pahalı diye vaz geçtiğimiz Caillou oyuncağı aldık..Kipa'nın çocuk kıyafetlerini her zaman beğenirim ve sezon sonu indirimlerini kaçırmam.Gelecek sene için bir kaç tişört aldım, uğramayan varsa tavsiye ederim..

Ve Gönen..
Yolun sonunda Kaplıca Otelleri. Bu sene bir ilke imza atıp kaplıcaya da gittik eşimle...Suyun içinde olmak çok dinlendirici ama sonrasında dayak yemiş gibi oluyor insan..

Yegane uğrak yerimiz Gönen Parkı...

Acayip pozları ile Lülü. Önceden makineye gülümseyen çocuk artık poz ver deyice hemen elini beline koyup yamuluyor. Nerden kaptıysa bu huyu!


Bayram bitince istikamet Manyas...

Çeltik tarlalarını aşarak vardık Manyas Kuş Cenneti'ne.




Oldukça güzel düzenlenmiş Milli Park alanı. Öncesinde müzede kuş türlerini detaylı olarak inceleyebiliyorsunuz. Sonra da dürbünlerinizi alıp gözetleme kulelerine geçiyorsunuz.



 
Kuleden manzaralar..

Dürbünden manzaralar :)
 


Bir sonraki durak Erdek..
 
İlk gidişim Erdek'e, oldukça sakin bir yer, dinlenmek için ideal ama denizi kirli...O yüzden deniz planlarını iptal ettik..

Ve Edincik üzerinden Gönen'e dönüş. Yolun manzarası çok güzel..


Eylül ve halası köfte yapıyorlar. Fena da yapmıyordu kuzum ama tabureden düştüğü için sonu pek iyi olmadı :(
 
Ve dönüş yolu. Tesis konusunda biraz tutucuyuz galiba, genelde aynı noktalarda mola veririz. Hatta aynı noktada Eylül'ün fotoğrafını çeker yan yana sıralarım:) Burası da eklendi mola yerlerimize. Eylül çok sevdi, her köşede birer oyuncak, salıncak koşturdu durdu :)




 
 Kütahya'daki mola yerimiz yorulan bacaklara iyi geldi, dönüş hediyeleri de fabrika satış mağazasından seçildi...

 Bu kediciğin de karnını doyurduk ve uykusuna kaldığı yerden devam etti :)

 
 Yolculuğumuzun son saatleri pek hoş değildi. Yol çalışması nedeniyle, mecburen saptığımız, nereye gittiğini bile bilmediğimiz, bol virajlı ve kalabalık bir katır(!) yolundan geçtik...Akşehir yolundan bu sene dördüncü geçişimiz ve denediğimiz her güzergah bizi bin pişman ediyor. İki senedir bir düzgün yol yapamadılar...

 Kapanış karamsar olmasın...Dünden kareler, ağırladığımız misafirlerimiz..


 
Bu bayram da geldi geliyor derken bitti..Göz açıp kapayıncaya kadar da Kurban Bayramı gelir. Çocukluğumdan beri keşke iki bayram birbirine bu kadar yakın olmasa da, altı ayda bir bayram yapsak demişimdir ;))





 

Çekilişle Yedinci Gün..

Kültürelf çekilişle İhsan Oktay Anar'ın son kitabını hediye ediyor..


Bir blog iki çekiliş...

Bloğun  devam eden iki kitap çekilişi var...
İlk çekilişte kendi kitabını,

İkinci çekilişte de üç popüler kitabı hediye diyor...