Sayfalar

25 Aralık 2015 Cuma

Sırça Fanus

Kütüphaneden
 
Sırça Fanus okuduğum tavsiyeler üzerine listeme eklediğim, kendisi ve yazarı hakkındaki bilgileri kitap elime geçince öğrenme şansı bulduğum, yayımlandığı günden bu yana üzerine çokça konuşulan bir kitap.
 
(Spoiler içermez)
Sylvia Plath; hayatını manik-depresif bozukluk içinde geçiren, küçük yaşlarda şiir yazmaya başlayan, farklı dergilerde editörlük yapan, üniversitelerde tezler hazırlayan, meslektaşları tarafından oldukça başarılı bulunan bir İngilizce öğretmeni, yazardır.
Plath "Yaşamımın büyük bir bölümünü sanki bir sırça fanusun içindeki yoğunluğu azaltılmış havada geçirişim oldukça şaşırtıcı" derken, arkadaşlarına göre "Sanki Sylvia yaşamın kendisine gelmesini beklemiyor, onu karşılamak için öne atılıyor, herşeyi gerçekleştirmeye çalışıyor" dur.



Yazarın 'çıraklık dönemine ait otobiyografik yapıt' olarak nitelendirdiği Sırça Fanus ilk ve tek romanı.
Roman yazarın kitabın edebi değerinden emin olamayışı, ciddi bir yapıt olarak görmeyişi ve çevresinde yaşayan insanların kitapta anlatılanlar yüzünden zarar görebileceğini düşünmesi nedeniyle 1963 ocağında Victoria Lucas takma adıyla yayımlanmıştır.
 
 
Yazar kitabın yayımlanmasından bir ay sonra 31 yaşında yaşamına son vermiştir.
 
Kitaptan;
 
"Kafamda akıl namına ne kalmışsa onu kullanarak bedenimi tuzağa düşürmem gerekiyordu. Yoksa beni elli yıl boyunca o ahmak kafesinde hiçbir anlamı olmayan bir yaşama mahkum edecekti. Ve annem dilini ne kadar tutarsa tutsun, aklımı yitirdiğimi herkes er geç anlayacak ve annemi, tedavi edileceğim bir tımarhaneye kapatılmam gerektiğine inandıracaktı."
 
"Sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir düştür."
 
Kitap bana Patti Smith'in Çoluk Çocuğu'nu anımsattı, kitaba benzer bir ruh hali hakim. Depresif anlatımdan sıkılmayan okurlara öneririm.
 
(Kütüphaneye teslim edeceğim gün bitirmeyi planlarken kitabı evde unuttuğumu fark ettim. Son sayfaları internetten zar zor bulduğum e-book'tan okuyabildim. Kitaba ulaşabilmek için kaç tane kumar, arkadaş(!!), oyun sitesini reddettiğimi sayamadım! E-book sevmemek için nedenlerime bir ekleme daha...)

24 Aralık 2015 Perşembe

Barbarın Kahkahası

Sema Kaygusuz uzun zamandır okuma listemdeydi, aklımdaki tanışma kitabı Sandık Lekesi iken Barbarın Kahkahasının 2015'in en iyileri arasında sıkça yer aldığını görünce atıverdim sepete.
(Bu aralar hangi kitabı ne zaman ve nereden aldığımı karıştırır oldum, ya yaşlanıyorum ya da kitap alma / okuma  hızım dengesiz...)

 
Yabancı yazarların üzerine bazı Türk yazarların kitaplarını okumak iştahla yenen yemeğin üzerine kallavi bir Türk kahvesi içmek gibi geliyor. Tercüme cümlelerden alamadığım hazzı alıyor, kelimelerle yapılan akrobasiye şahit oluyorum. Ne mutlu bana ki bu tür yazarlara bir yenisini ekleyebildim; Sema Kaygusuz.
 
Barbarın Kahkahası Mavi Kumru Otel'deki müşterilerle küçük dünya çiziyor okura. Farklı kültürlerden, mesleklerden, tercihlerden, kişisel hırslardan, bastırılmış duygulardan, söylenmemiş sözlerden yola çıkıp meseleyi insancıl ve de ilkel bir noktada birleştiriyor.
Oldukça renkli karakterleri ve burnunuza gelen iyot kokusu ile merak uyandıran bir hikayesi var kitabın.

 
 

Kitaba başlarken karşıma çıkan bu dörtlükle uzun süre tebessüm ettim.

"Sıradan bir olumsuzluğu büyük acılardan deyişlerle anlatırsan, asıl keder görünmez hale gelir."

"Ayrılık, yitirmeyi sindirmekten çok tüylerin okşandığı yönden katılmaktı ötekilere."

Şöyle bir kitap okuyayım ve tadı damağımda kalsın diyorsanız Barbarın Kahkahası'nı öneririm.