Sayfalar

25 Mayıs 2017 Perşembe

Nisan Kitapları

Bu aralar bloğu epeyce boş bıraktım. Ülkü'den yediğim son fırçanın etkisiyle okuduğum kitapları not edeyim dedim.

 Sakın Oraya Gitme'yi internette ve instagramda sıkça görüyordum. Okuduğum tüm Yekta Kopan kitaplarını büyük bi memnuniyetle okuduğumdan bu kitap da okunacaklar listemin üstlerindeydi. Hazan'la yaptığımız kitap değişimleri sırasında okuma fırsatı buldum kitabı.
Üstünde öykü olduğu belirtilmiş olsa da kitabı elime alıncaya kadar bunun bir roman olduğunu sanıyordum. Kitapta yer alan öyküler daha önce okuduğum Y.Kopan hikayeleri kadar naif değil daha ziyade yeraltı edebiyatına uyan öykülerdi. Zaman zaman okurun yüreğini sıkıştıran, derin nefes almak durumunda bırakan, buna rağmen bitirme isteği azalmayan bir kitaptı.
Teşekkürler Hazan :)

 Kitabın kapağı bile insanı gülümsetmeye yetiyor. Zafer Algöz'ün hayatından alıntılarla dolu hikayeleri ise kahkahayla okunuyor. Başlamanızla bitirmeniz bir olacaktır, zevkle okudum, tavsiye ederim.

 Satın almadan okumayı planladığım kitaplardan Havva'nın Üç Kızı, yine Hazan'dan  :)
Elif Şafak kitaplarına eşit oranda ön yargı ve merakla başlıyorum, bu kitapta da ortalara doğru merak baskın geldi, kadın hikayesi olmasını sevdim. Peri'ye üzüldüm, Mona ve Şirin'i gözümde canlandırmaya çalıştım.
Genel itibariyle güzel diyebilirim, belki biraz daha sürprizi bol bir hikaye olabilirdi.

Mine Söğüt, neden hala okumadım diye kendime kızdığım yazarlardan. Kitabın ismi ayrı güzel, kapağı ayrı...
Ülkemizde kadın hikayelerinin rengi belli; mor, kırmızı, gri...
Okuduğum hikayelerle içim daha da ezilse de, içimizden birilerinin bu hikayeleri anlatabiliyor olmasından memnunum. Mine Söğüt okuyun, okutun...

Hiç yorum yok: