Sayfalar

19 Eylül 2014 Cuma

Duru'yla Biten Üçüncü Ayımız...

Geçen hafta itibariyle Duru üçüncü ayını bitirdi...Hani yenidoğanlar için milat sayılan, annelerin bin bir beklentiyle yolunu gözlediği, pencereden elinde sihirli değneği ile bir peri beklediğimiz üçüncü ayı bitirdik, dörde girdik...
Duru, dördüncü aya girişini plaj çıkışında bir saat ağlayarak, biz de onu battaniye içinde (iki ekip halinde) kesintisiz sallayarak kutladık :) Kolik henüz evimizi terk etmediği gibi Duru'ya 'battaniye keyfi' diye de bir şey öğretti. Üç ay+bir hafta itiberiyle Duru oyuncaklarını tutmaya, ağzına götürmeye, bol bol gülmeye, sesler çıkarmaya, 'beni kucağınıza alın' manasında göbeğini kaldırmaya başladı :)



Yazın sonuna sıkıştırdığımız 'tatilimsi'miz de bitti geçen hafta. Bu sene benim için deniz; uzaktan hülyalı gözlerle izlenen bir mavilikti :) Duru de kendisini dalgayla dürten denizi sevmedi ;) Eylül ise denizden en çok keyif alanımızdı ki amacımız da buydu di mi?




Antalya'da klimasız uyuyamazken eve dönüşte arabadan titreyerek indik, İç Anadolu'ya kış gelmiş a dostlar!! Ama haksızlık da etmemek lazım, terlemeden uyuyabilmek de bir nimetmiş :)



Eylül ayı aynı zamanda kış hazırlıkları demek, mutfakta büyük zevk alarak yaptığım işlerdir bunlar; domates konservesi, salça, menemenlik domates, çeşitli kompostolar, dondurulan yeşil fasülye, bamya, biber, barbunya.. kilerde yerlerini aldılar. Tarhana ve pulbiberimiz de annemin elinden hazırlandı, gidip almamızı bekliyor :) Kayınvalidemlerden aldığım tarifle önümüzdeki aylarda da zeytin kurmayı deneyeceğim, bakalım becerebilecek miyim.



Eylül'ün okula dönüşüyle evde yeni bir dönem başlıyor, tüm çocuklarımıza sağlıklı ve başarılı bir eğitim yılı; ailelere kolaylıklar diliyorum...


18 Eylül 2014 Perşembe

Çoluk Çocuk

Çoluk Çocuk-Pati Smith (Domingo Yayınevi)




Çoluk Çocuk; vefanın, aşkın, dostluğun, sanatın kitabı. Patti Smith'in sevgilisi Robert'in ölümü üzerine yazmaya söz verdiği anılarla dolu kitabı.


Kitap uzun zaman önce girmişti  okunacaklar listeme, aldıktan sonra da epeyce bekledi kitaplığımda. Kitabın gerçek yaşam öyküsünden bahsettiğini bilmeden, dahası Patti Smith'i tanımadan başladım okumaya. 60'lar ve 70'lerin Amerika'sında 'sanatçı' olmaya /kalmaya çalışan insanların içinde buldum bir anda kendimi. Patti'nin hayata tutunma, bir şeyler üretme çabası, Robert'in kendini keşfedişi...Bana en ilginç gelen kısımlar Chelsea Otel'de geçen zamandı, elindeki sanat eseri karşılığında otelde konaklayan onlarca sanatçı, bir itibar göstergesi olan yuvarlak masa geceleri...
Sanatçı olunur mu, doğulur mu kafam da karıştı aslında, bir yerlere ısrarla tutunmadan, sefalet çekmeden 'sanat'ına sahip çıkamıyorsun demek ki...



Kitapta yer alan fotoğraflar ise işe bir belgesel havası katmış, yaşananları daha net görmemizi sağlamış.



Kitabı Duru uyuduğu saatlerde okuyabildim ve oldukça uzun bir süreçte tamamlayabildim. Tek solukta okusam belki kopukluklar yaşamazdım ama kitaba döndüğümde hikayeye adapte olamadığım zamanlar oldu. Kitabın benim için yorucu olan kısmı ise bolce isme yer vermiş olmasıydı, zaman zaman kim kimdi karıştırdım.


Kitap 2010 yılında National Book Award'u almış, pek çoğuna göre 2010'un en iyilerinden. Ben Çoluk Çocuk'u bir baş yapıt olarak nitelendiremeyeceğim, özellikle Patti Smith hayranı ve yaptığı müzikten zevk alanlar için daha akıcı olacağı kesin.


Patti Smith Gezi olaylarında da desteğini göstermiş, memlekette suya sabuna dokunmaktan korkanlara örnek olsun...